Kemoterapi ilaçları için umut veren gelişme
Kemoterapinin kanser için etkili bir tedavi olabildiği kanıtlanmış olsa da, ilaçların ayrım yapmadan hemen her şeye saldırmaları büyük bir sorun teşkil ediyor. Bu yüzden bilim insanları, kemoterapi ilaçlarını direkt olarak tümörlere ve tümörlü bölgeye iletmenin yöntemlerini araştırıyorlar. Kemoterapi ilaçlarının tüm vücudu hedeflemek yerine doğrudan hedeflemeleri gereken tümörlere iletilmesine yardımcı olabilecek ve Antikor-ilaç konjugatları olarak adlandırılan kanserle savaşan yeni bir tür antikor da bu fikri temel alıyor.
KEMOTERAPİ İÇİN YENİ GELİŞME
Chip’in aktardığı gibi ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), ilk antikor-ilaç konjugatını 2000 yılında onaylamıştı. Bu tedavi, akut miyeloid lösemiyi tedavi etmek için kullanıldı. Diğer türler için de aynı metaforik adımları takip etti, ancak zamanla bilim insanları bu antikor-ilaç konjugatlarını daha da iyi hale getirmenin yollarını bulmaya başladı.
Geçtiğimiz yıl Cancers dergisinde yayınlanan bir incelemeye göre, kanserle savaşan bu antikorların 100’den fazlası şu anda klinik geliştirme aşamasında bulunuyor. Kısa bir süre önce sunulan iki antikor-ilaç konjugatı da, meme kanseri ve multipl miyelomun tedavisine yardımcı olabilir. Bu yöntemler, hastaların kanserleri ilerlemeden daha uzun yaşamalarına yardımcı olma konusunda zaten iyi bir başarı gösterdiler ve araştırmacılar, bu antikor-ilaç konjugatlarının geliştiğini ve kullanılmaya devam edileceğini düşündüklerini söylüyorlar.
Kanserle mücadele ederken daha hedefe yönelik bir yaklaşım kullanmak, sadece diğer hücrelere gelebilecek olası ikincil hasarlardan kaçınmakla kalmaz, aynı zamanda kemoterapiyi doğrudan tümörlerin içine yerleştirerek ilacın tümör hücrelerine daha etkili bir şekilde müdahale etmesini sağlar. Bu, ilacın daha verimli çalışmasına imkan tanır ve uzun vadede daha az tedaviye ihtiyaç duyulmasını sağlayabilir.
Ayrıca, kanserli hücrelere müdahale ederken sağlıklı dokulara saldıramayacağından emin olabildiğiniz bir ilacın kullanılması, daha da güçlü ilaçlar kullanılmasına olanak tanıyor. Elbette bu tedavi seçeneği yan etkileri tamamen ortadan kaldırmıyor.
Hastalar hala düşük beyaz kan hücresi sayımı ve saç dökülmesi gibi bazı yan etkiler yaşayabilir. Ancak genel olarak, yaşamlarını uzatmak ve kanser hücrelerinin yayılmadan önce ortadan kaldırılmasına yardımcı olmak için gereken ilaçların daha güvenli bir dağıtım sistemine olanak tanıyor.